2.Bölüm:Kayıplar başlıyor
-Gökhan: Yani hepimiz ünlüyüz ve solaryumda bayıltıldık öyle mi?
-Emre: Benim ki hariç?Ben gaz içeriye girmeye başlayınca çakımla kilidi kırıp dışarı çıktım.Ama kaçarken kafamda bir acı hissettim ve gözlerimi açtığımda buradaydım.Artık Çarşamba günlerini sevmiyorum.
-Fevzi: Sen Çarşamba mı gittin.Ben Perşembe gitmiştim.
-Gökhan: Ben de Pazartesi.
-Seçkin: Yani herkes farklı gün mü gitmiş?Adamlar iyi plan yapmış.
-Begüm: Peki ya şimdi burada ne yapacağız.
Fevzi, Begümü şöyle bir süzdü sonrada: İlk önce yemek bulmamız lazım.Sanki günlerdir yemiyor gibiyim.
-İzel: Belki zaten hiçbir şey yememişizdir o günden beri.
-Gökhan: Aslında hava karardı.Önce şu günü bir atlatalım sonra işimize bakarız.
-Fevzi: Ben yataksız yerde yatamam yalnız.
-Berkay: Yatma o zaman.Ha ha.
-Fevzi: Akıllı ol.Zaten bu adadayız seni öldürsem bir şey kaybetmem.
-Berkay: Doğru konuş lan.
-Fevzi: Konuşmazsam ne olur?
-Seçkin: Ya Fevzi tamam bırak.Bak işine.
-Gökhan :Hadi herkes yatsın.
-Sinem: Şey ben karanlıktan korkarım.
-Mertcan: Işıkları açık bırakırım merak etme?
Akşam oldu.Hava tam anlamıyla karardı.En ufak bir ses bile kalmadı.Hayvanlar bile uyuyordu.Gecenin geç vakitlerin de bir çıtırtı duyan Gökhan ayağa kalktı ve etrafa baktı sonra tekrar kuma gömüldü.Birkaç dakika sonra bir çıtırtı daha duyuldu.Gökhan bu sefer kalkmadı.Sadece dinledi.Sonra bir ayak sesi ve bir çığlık duyuldu.
Herkes ayağa kalktı.Bir kaç kişi ellerinde kanlarla kaçıyordu ve biri bağırıyordu.Bağıranın ayağı yoktu.Gökhan hemen gömleğini çıkardı ve kana bastırdı.Fakat artık bunun bir faydası olmazdı.Çünkü nefes almıyordu.Her taraf kan olmuştu.O akşam hemen kumsalın biraz ilersine taşındılar.Ama kimse uyuyamadı.Sabah ilk iş o Merve denen kızı gömdüler.
-Fevzi: Ben bir saniye daha bu adada kalamam
-Berkay: Dur sandalı hazırlıyım.Buradan çıkış yok oğlum anlamıyon mu?
-Fevzi: Bak oğlum bana sataşma dedi ve bir yumruk attı.
Berkay hemen ayağa kalkıp bir tanede o vurdu.Sonra iş çığırından çıktı.Seçkin, Fevzi’nin Emrede Berkay’ın yanına gitti ve dört kişi kavgaya başladı.Ama Gökhan araya girip hemen dördünü de ayırdı.
-Emre: Şimdi benle ava gelecek var mı?
-Bilge: Neyle avlanıcaksın ki.
Emre cebinden bir bıçak çıkardı.
-Emre: Bu sabah bunu kumsalda buldum.Şimdi kim benle gelir?
-Mertcan: Ben gelirim.
-Eray: Bende.
-Emre: Tamam o zaman.Bakalım hangi hayvanlar yaşar burada.
Emre,Eray ve Mertcan yola çıktılar.Ormanın içine kadar ilerlediler.Sonra bir geyik sesi duydular.
-Emre: Sessiz olun.
Sonra bir çıtırtı duydular ve önlerine Fevzi ve Seçkin çıktı
-Emre: Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz.
-Fevzi: Sen bıçakla yakalayana kadar ben bıçaksız yakalıyacam o geyiği.
-Eray: Hadi ya görücez bakalım.
Sonra birbirlerinden ayrıldılar ve geyiğin sesi tekrar duyuldu.
-Emre: Eray o geyiği bu tarafa doğru kovala.Mertcan sende başka yere doğru giderse bu tarafa yönlendir.Ben pusu kuruyorum.
Emre çalıların içine yattı.Diğerleri geyiği kovaladı fakat geyik farklı yere kaçtı.Emre hemen ayağa kalktı ve koşmaya başladı.Ama geyik ondan hızlıydı ve arayı açıyordu.Emre durdu.Bıçağı çıkardı ve
fırlattı.Bıçak hayvanın karnını deldi ve hayvan yere düştü.Yanına gittiler hala yaşıyordu.Emre bıçağı çıkardı ve kafasına sapladı.Hayvan öldü.Hayvanı kumsala kadar taşıdılar.Emre hemen Kadiri buldu.
-Emre: Kadir bana köyde büyüdüğünü söylemiştin.
-Kadir: Eee
-Emre: Ateş yakmayı bilir misin?
-Kadir: Biz ateşle büyüdük.
-Emre: O zaman şu geyiği pişirebilir misin?
-Kadir: Sen bana odun bul yeter.
O akşam Kadir’in sayesinde karınları doydu.Fakat bir geyik herkese az geldi tabi.Herkese az bir pay düştü.Ama karınları doydu.
Eski günlerdeki gibi olmasa bile.Akşam herkes yattı.Ama kimse uyumaya cesaret edemedi.Dün akşam olanlar herkesin aklındaydı.
Bir çıtırtı duyuldu ve herkes ayağa kalktı.Ama hiçbir şey yoktu.
Herkes tekrar yattı.Ama kimse uyumadı.Birkaç saat hiç ses duyulmadı herkes uyudu.Sonra bir çığlıkla herkes uyandı.Bu bağıranlar Neşe ve Simaydı.İkisinin de bir kolu yoktu.Dün akşam olanların aynısı gene olmuştur.Gene kimse bir şey yapamamıştır.
-Gökhan: Bu böyle olmaz.Artık nöbet tutalım.Ayberk bu gün senleeee
Oya olsun nöbetçi.
-Oya: Ben yani olmaz.
-Gizem: Ne o Oya korktun mu yoksa(!)
O akşam her zamanki gibi zor geçti.Sabah kalktıklarında Oya ve Ayberk uyuyordu.
-Seçkin: Süper nöbetçiler bizim işte.
-Bilge: İyi ki rahat uyumuşuz.Nöbetçiler sağ olsun.
-Ayberk: Çok iyi yapıyorsan sen yap.
-İzel: Aaa bağırmayın Bilgeye be.
-Emre: Gökhan bugün nöbetçilerden biri ben olayım.
-Gökhan: Yanına da Eylül gelsin.
-Emre: Tamam.
Akşam gene herkes yarı uykuluydu.Emre sürekli devriye geziyordu.Birkaç saat hiçbir hareket olmadı.Sonra çalıların içinden bir ses duyuldu.Emre koşmaya başladı.Adamı gördü.Adamın peşinden koşmaya başladı.Adam artık önündeydi elini uzattı fakat bir şey kafasına vurmuştu.Ayağa kalktı.İki kişi vardı.Hararetli hararetli konuşuyorlardı.Sonra biri mızrak gibi bir şey çıkardı.Emre koşmaya başladı.Ama ucu sivri mızrağın gömleğine deyip derisini sıyırdığını hissetti.Koşmaya devam etti.Oradan da iki kişi geliyordu ve elleri kanlıydı.Ellerinde ise iki kol vardı.Emre hemen başka yola saptı.
Kumsala gittiğinde Faruk ve Beril’in öldüğünü gördü.Herkes üzüntüyle ikisini de gömdü.Artık kimse neden burada olduğunu hiç bilmiyordu.
Sabah Emre,Mertcan ve Eray tekrar ava çıktılar.Ormanın içinde yürürken Eray yere düştü.Ayağı bir şeye takılmıştı.Eğilip baktıklarında Burasını yer altına açılan bir kapı olduğunu gördüler.
İçerde 2 olta,2 mızrak ve 2 altıpatlar vardı.
-Mertcan: Burası bir mahzen olmalı.Diğerlerini olmalı.Bakın silahların yanında 2 kutuda cephane var.
-Eray: Duvarlarda da bir sürü yazı var.Ama sanki faklı bir dille yazılmış gibi.Hemen bunları alıp kumsala gidelim.
-Emre: Burada bir anahtar var.Yukarda ki kapını anahtarı olmalı.
Bunlar burada kalsın.Sadece bir silahı ben diğerini de Mertcan alsın.
Al sen benim bıçağı Eray.Bir de şu oltalardan birini al.Belki şu yazları adaya giden çocuk balık tutmayı bilir.Soran olursa yolda bulduk.
Oltayı Ardaya götürdüler.
-Emre: Balık tutmayı bilir misin?
-Arda: Evet.Ama bu oltaların ipini elle çekmek zor olucak.
-Gökhan: Bu gece kimse uyumayacak.Bu gece kimse ölmeyecek.
Kadir bugün senle Sinem nöbetçi.
-Kadir: Tamam olur dedi ağzı kulaklarında.
Akşam geç vakitlerde birkaç çıtırtı duyuldu.Sonrada bir çığlık.
Emre hemen ayağa kalktı ve silahıyla birini yaraladı.Diğeri elindeki ayakla kaçtı.Ölen İbrahim’di.Emre hemen adamı yakaladı.
-Emre: Kimsiniz siz?
Adamın dediğinden kimse anlamadı.Eray geldi ve adamı dövmeye
başladı.
-Eray: Niye kaçırdınız bizi?
-Emre: Eray onlar bizi kaçırmış olsa biz çoktan ölürdük.Böyle uğraşmazlardı.
-Gökhan: Emre haklı.Peki bu adama ne yapacağız.
-Berkay: Şu tepeden atalım.İpimiz yok ki bizim yanımızda kalamaz.
30 dakika sonra adamı uçuruma götürdüler.Adam çok zayıftı.
Anlaşılmayan şeyler söylenmeye başladı.
-Gökhan: Tamam kim itecek.
-Eray: Burası bizim dedi ve adamı bir tekmeyle aşağı attı.Adam düşerken bir şeyler haykırdı ve haykırışları işe yaradı.Sonraki günlerde kimse onlara saldırmadı.
EMEĞİ GEÇENLER
YAZAR:EMRE KUNDURACI
YAPIMCI:EMRE KUNDURACI
SENARYO:EMRE KUNDURACI
UYGUN KOŞULLAR:EMRE KUNDURACI
EDİTÖR:EMRE KUNDURACI
FİKİR DANIŞMANI:FEVZİ KÖKSAL
ESİNLENİLEN DİZİ:LOST
YARDIMCI OLMAYANLAR:SİNEM SÜSLÜ